İsmet Özcan memohaber’e konuştu
EKONOMİGaziantep Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı İsmet Özcan, görevde olduğu 3 yılı www.memohaber.com’a değerlendirdi. Memohaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı’nın sorularını içtenlikle yanıtlayan Özcan, verdikleri sözlerin yüzde 90’ını yerine getirdiklerini söyledi.
Seçim döneminde verdikleri vaat ve sözlerinin olduğu belirterek söze başlayan İsmet Özcan, “Bu vaatleri yazılı bir şekilde kitapçık haline getirip esnaflarımıza ve odalarımıza iletmiştik. Verdiğimiz sözlerin yaklaşık % 90'ını yerine getirdik. Ancak bizim dışımızda gelişen olaylar nedeniyle sadece birini gerçekleştiremedik. İnşallah onu da önümüzdeki süreçte yapmaya çalışacağız. Ne yaptık, örnek verecek olursam; Gaziantep'te denetim yapacağımızı söylemiştik.
Bu doğrultuda dört tane denetim ekibi kurduk. İlgili zamanlarda zabıta, Tarım İl Müdürlüğü, Emniyet’ten destek alarak çeşitli denetimler gerçekleştirdik. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele ettik ve tüm odalarımızın taleplerini karşılayarak Gaziantep'i baştan sona taradık. Hem devletimize mali anlamda katkı sağladık hem de odalarımızın rekabet edebilme gücünü eşit şartlara taşıdık. Denetimler sayesinde birçok işletmeyi kayıt altına aldık. Bu denetimlerin ardından odalarımıza önemli faydalar sağladık. Geliri düşük odalarla ilgili çalışmalar gerçekleştirdik. Allah'a şükür bu konuda başarılı olduk” dedi.
ESNAF BİR BÜTÜNDÜR
Esnaf teşkilatının bir bütün olarak hareket etmesi gerektiği düşüncesiyle hareket ederek odaların ihtiyaçlarını karşıladıklarını anlatan İsmet Özcan, “Ancak yapmayı planladığımız, fakat bazı sebeplerden gerçekleştiremediğimiz bir projemiz oldu: Şahinbey Belediyesi'nden Boğaziçi Bulvarı'nda, birlik adına aldığımız 2460 metrekarelik bir alana her odamıza uygun iki artı bir veya bir artı bir daire yapmayı planlamıştık. Plan ve projeler çizildi, arsa alındı ancak maddi sebeplerden dolayı temel atma aşamasına geçemedik.
Ülke genelindeki çoğu ilde odaların bir arada olduğu kompleksler bulunur; Maraş, Adana ve Urfa gibi iller buna örnek gösterilebilir. Biz de bu sistemi Gaziantep'e kazandırmak istiyoruz. Tüm odalarımızın yer aldığı, vatandaşların kolayca ulaşabileceği modern bir bina inşa edeceğiz. Birlik olarak ayrıca esnafa fayda sağlayacak birçok proje geliştirdik ve hayata geçirdik. Tüm meslek gruplarına yönelik projelere ağırlık verdik ve hâlen bu konularda çalışmaya devam ediyoruz. Bu süreçte bazı araçlar satın alarak birliğin hizmet kapasitesini artırdık” diye konuştu.
TAŞIMACILIKTA FİYATLARIMIZ ÇOK UYGUN
Okulların açılacağını ve taşıma ücretlerinde yapılan artışın Gaziantep gerçekleriyle uyuşmadığını söyleyen Özcan, “Öncelikle tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize, servisçi ve kantinci esnaflarımıza yeni eğitim-öğretim sezonunun hayırlı olmasını diliyorum. Kazasız belasız bir eğitim yılı olur inşallah. Şu an öğrenci taşımacılığı alanında Türkiye’nin en uygun fiyatlı hizmetini sunuyoruz. Bizimle eş değer büyüklükteki diğer şehirlerde fiyatlar bizden daha yüksek. Bu durumu Büyükşehir Belediyesi ile konuştuğumuzda, istediğimiz sonucu alamadık ve çok düşük bir zam oranı uygulandı. % 33 zam aldık ancak önceki dönemlerde fiyatlarımız çok daha düşüktü, dolayısıyla bu zammın etkisi hissedilmedi. Örneğin, Ordu, Tokat gibi bazı illerde taşımacılık bizden daha pahalı. Oysaki biz bir Büyükşehiriz ve bu doğrultuda daha iyi şartlarda hizmet sunmamız gerekiyor. Ankara ve Bursa’ya göre % 50 daha uygun fiyatlarla çalışıyoruz. Ancak bu fiyat politikası esnafımızı kazanç anlamında yeterli şekilde desteklemiyor. İnşallah ikinci dönemde daha iyi bir düzenleme yapılabilir diye ümit ediyoruz” dedi.
VELİLERE UYARI: KORSANDAN UZAK DURUN
Öğrenci servisleri konusunda velilere de uyarılarda bulunan Özcan, “Burada velilere de düşen önemli sorumluluklar var. Servis seçiminde dikkatli olmalılar. Mutlaka araca ve sürücüye dair gerekli bilgileri edinsinler, hangi hizmeti aldıklarını tam olarak bilsinler. Araçların S plakalı olup olmadığını kontrol etmeliler; çünkü S plaka taşıyan araçlar neredeyse % 100 güvenilir. Bu araçlarda geçmişe yönelik en küçük olumsuzluk bile güzergah izin belgesi almayı engelliyor. Dolayısıyla izin belgesine sahip olan şoförler, güvenilirliği ve temiz geçmişiyle bu hizmeti sunmaktadır. Veliler, S plakası olmayan araçlarla çocuklarına taşımacılık yaptırmamalıdır; aksi takdirde hem manevi hem de maddi sorunlarla karşılaşabilirler. Üstelik bu araçların güvenlik donanımı da uygun olmayabilir. Bizim öğrenci servis araçlarımızda özel güvenlik önlemleri bulunuyor; otomatik kapılar, sensörler ve çocuğun taşınmasını kolaylaştıran tasarımlar mevcut. Özellikle velilerin ve vatandaşlarımızın daha dikkatli ve bilinçli olmalarını rica ediyoruz.
Trafik konusunda ise toplumdan anlayış bekliyoruz. Avrupa ve Amerika’da öğrenci servisi geçerken trafik duruyor; ama biz maalesef bu uygulamayı gerçekleştiremiyoruz. Bazı araç sürücüleri daima aceleci davranıyor, korna çalıyor veya nahoş durumlara yol açıyor. Bu konuda sürekli eğitim veriyoruz; cuma günü bir toplantımız daha olacak, o toplantıda yine bilgilendirme yapacağız. Trafik birimleri, jandarma ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile beraber her yıl ortak bir eğitim süreci yürütüyoruz. Vatandaşlarımızdan rica ediyoruz, lütfen her servis aracını kendi çocukları taşınıyormuş gibi görerek değerlendirsinler ve anlayışlı olsunlar. Servislerde bulunan “dur lambası” önemlidir çünkü sadece öğrenci servislerinde bulunur. Trafik kullanıcılarının bu detaya dikkat etmesi ve dur lambasının anlamına saygı göstermesi gerekir” diye konuştu.
KORSAN SERVİSLERİ ENGELLEYECEĞİZ
Gaziantep’te odaya bağlı 1300 öğrenci servisi ile 4 Binden fazla personel servisi bulunduğunu bildiren
Özcan, “Bu araçların % 90’ı odamıza bağlıdır. Yoğun çabalarımıza rağmen maalesef korsan taşımacılık hâlâ var; ancak Emniyet Müdürlüğü gereken kontrolleri ve yaptırımları gerçekleştiriyor. Gelen her ihbarı anında emniyete iletiyoruz ve hızlı şekilde müdahale ediliyor” dedi.
Kooperatif faaliyetlerine de değinen Özcan, “6 Mart tarihinde temellerimizi attık. Şu ana kadar oldukça hızlı ilerledik, birçok bloğun kaba inşaatı bitmiş durumda. Projeyi Mart-Nisan aylarında tamamlamayı hedefliyoruz. Bu süreç boyunca özverili çalışmaya devam edeceğiz ve inşallah belirlenen tarihte kooperatifi bitireceğiz. Burada işleri oldukça hızlı hallettik. Fiyatlarımız ise TOKİ'den daha uygun. Deprem döneminde TOKİ, ihalelerde fiyat konusunda biraz daha esnek davranmış olabilir. Çünkü o süreçte aciliyet söz konusuydu.
Ancak biz tüm satın alımları kendimiz yapıyoruz. Müteahhitlik de tamamen bize ait; karne çıkardık, müteahhitlik belgemizi aldık ve çalışmamızı kendimiz yürütüyoruz. Kimseye komisyon verme gibi bir durumumuz yok. Müteahhitler bizden % 15 veya % 10 komisyon talep etti, fakat biz sözümüzü esnafımıza verdik. Bu bizim en önemli projelerimizden biri. Esnafımıza verdiğimiz söz doğrultusunda, sanki kendimize 2+1 ev yaptırır gibi ince hesaplarla çalışıyoruz. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımız her detayla birebir ilgileniyor. Fiyatlandırmadan önce her şeyi değerlendirerek karar veriyoruz, bu yüzden TOKİ’den daha uygun fiyat sunabiliyoruz. Üstelik daha büyük evler yapıyoruz. Bizim yaptığımız evler 150 metrekare, 3+1 veya 3,5+1 şeklinde. Türkiye genelinde ise 85-115 metrekare arasında 3+1 evler yapılıyor” diye konuştu.
SADECE ESNAF İÇİN KONUT YAPILIYOR
Yapılacak konutların tamamen esnaf için tasarlandığını vurgulayan Özcan, “Söz konusu konutlar tamamen esnaflarımız için tasarlandı ve ilk aşamada tüm esnaflarımıza yönelik bir planlama gerçekleştirdik. Şu anda toplamda 624 daire geliştirilmiş durumda ve kooperatif çatısı altında inşa ediyoruz. Hedefimiz, önümüzdeki altı ay veya yıl sonunda bu işi tamamlamak. Tabii ki bu sayı yeterli değil. Ancak Gaziantep’in konut sorunu göz önünde bulundurulduğunda elimizden geldiğince bu soruna çözüm üretmeye çalışıyoruz. Büyükşehir Belediyesi de bu konuda bizi birçok açıdan destekledi; bunun için kendilerine teşekkür ederim. Bu tür örneklerin çoğalması gerekiyor. Şu anda on kooperatifin arazi aldığı düşünülürse, bunlardan sadece biri konut üretimine geçiyor ve o da bizim yaptığımız proje. Konut üretiminde hızlı şekilde ilerliyoruz ve Allah’a şükür kazasız belasız devam ediyoruz. Fiyatlarımız da oldukça uygun. Şu anki aidat miktarı 30 bin lira; Büyükşehir’in aidatı ise 37 bin lira civarında. Biz 100 bin TL peşinatla başladık ve şu anda ödenen toplam tutar 1 milyon 20 bin TL civarında seyrediyor. İnşaat sürecimiz aksamadan ilerliyor ve önümüzdeki yıl tamamlamayı planlıyoruz” dedi.
BANKA KOMİSYONLARI ESNAFI ZORLUYOR
Esnafın çeşitli sorunları bulunduğunu, bunlara çözüm üretilmesi gerektiğini kaydeden İsmet Özcan, “Küçük esnafı desteklemek adına daha fazla çözüm üretilmesi gerekiyor. Pandemide olduğu gibi devletin desteği şart. Post cihazlarında ve bankalarda alınan yüksek komisyonlar esnafımızı sıkıntıya sokuyor çünkü insanlar alışverişlerini azaltmış durumda. Bir diğer sorun ise fuar günleri veya moda günleri adı altında düzenlenen etkinlikler. Bunlar otel, restoran ya da alışveriş merkezlerinde gerçekleştiriliyor, fakat bu organizasyonlara katılanların neredeyse hiçbiri gerçek esnaf değil. Şirketler kendi ürünlerini sergilerken yanlarına birkaç kişiyi de getiriyor ama bu süreç yerel esnafa zarar veriyor. Bu durumu Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediyesi ile paylaştık; sağ olsunlar bazı etkinlikleri iptal ettiler, ancak özel sektörde benzer faaliyetler hala sürüyor. Bunun dışında faiz oranlarının yüksekliği ve post komisyonlarının fazlalığı da büyük bir sıkıntı yaratıyor.
Esnaf vatandaşlarla karşı karşıya kalıyor çünkü post cihazlarından çekim yapmak komisyon ödeme zorunluluğunu doğuruyor. Devlet ise post kullanımı yapılmazsa ceza kesileceğini söylüyor ama burada istisnai bir düzenleme olması gerektiğini düşünüyoruz. Vergi konusunda da küçük esnaf zaten düşük miktarlar ödüyor, ancak bankaların esnaf üzerindeki baskısının azaltılması gerektiği kanaatindeyiz. Esnafımız kendi Bağ-Kur’unu bile zorlanarak ödüyor ki bu bile büyük rakamlara denk geliyor. Esnaf için daha uygun koşullar yaratılması gerekiyor. Geçmişte Tarım BağKur denilen bir düzenleme vardı; fiyatları oldukça uygundu. Benzer bir sistemin esnaf için de uygulanması mantıklı olabilir. Belediyenin hassasiyeti sayesinde birçok organizasyon iptal edildi, ancak özel sektörde benzer etkinliklerin devam etmesi sıkıntı yaratmaya devam ediyor. Bir diğer ciddi problem ise faiz oranlarının yüksekliği ve post komisyonlarının yükü. Esnaf müşteriye hizmet sunarken bu maliyetlerin altından kalkmaya çalışıyor. Devlet bir yandan post cihazını kullanmayı şart koşarken diğer yandan esnafa doğrudan yardım eli uzatmıyor. Vergiler konusunda ise küçük esnaf zaten çok fazla kazanç elde edemediği için ciddi bir yük altında değil; ancak bankaların esnafı daha fazla zorlamaması gerekiyor. Biz kendi bağ kur paylarımızı ödüyoruz, kimseye yük olmamaya çalışıyoruz. Esnafın ödediği primler ve diğer katkılar, büyük firmaların yüz milyar seviyesindeki bağ kur rakamları ile aynı olamaz; buradaki uygulamanın adil biçimde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Eskiden tarım bağ kur sistemi vardı; bu sistemin benzeri bir uygulamanın esnaflar için de hayata geçirilmesini umuyoruz” diye konuştu.
FİYATLAR KİME GÖRE, NEYE GÖRE PAHALI?
Gastronomi konusunda çeşitli görüşler olduğu, fiyatlar ve bazı uygulamalarının kente zarar verdiği yönündeki sorumuzu da yanıtlayan Özcan, “Gaziantep gastronomi alanında dünya çapında tanınmış bir şehir olmasına rağmen, ne yazık ki bu değere zarar veren bazı algılar ve yanlış bilgilendirmelerle karşı karşıya kalıyoruz. Öncelikle, fiyatların pahalı olarak nitelendirilmesi meselesine değinmek istiyorum. Bu algı, gerçeklikten kopuk bir biçimde yayılmakta. Pahalı kavramı kime göre, neye göre belirleniyor? İnsanlar lüks bir otomobil ya da gömlek alırken farklı fiyat aralıklarını kabul ederken, kalite bir gastronomi ürünü söz konusu olduğunda ‘pahalı’ eleştirisi yapıyorlar. Halbuki Gaziantep'te sunulan ürünler hem kalite açısından üst seviyede hem de şehrin özgün damak tadını temsil ediyor. Elbette kalite, ucuzlukla aynı kefeye konamaz. Gaziantep'e gelen ziyaretçiler, burayı bir gastronomi merkezi olarak tercih ediyor çünkü burada yemeğin lezzeti ve kullanılan malzemeler üzerine hassasiyet gösteriliyor. Gaziantepli ustalar etin kalitesini, kullanılan yağın türünü en iyi şekilde analiz edebilme yetisine sahiptir. İşte bu nedenle Gaziantep kebabı ve baklavası özel bir yere sahiptir. Mardin, Diyarbakır ya da Urfa gibi şehirlerle kıyaslamalar yapılırken, fiyat kontrastını doğru bir perspektiften değerlendirmek gerekir. Şehir merkezindeki bir restoranda yemek yemenin maliyeti ile periferdeki işletmeler arasında doğal olarak fark olacaktır; bu durum kira, çalışan maaşları gibi unsurlarla ilişkilidir. Öte yandan sosyal medyada Gaziantep hakkında olumsuz algılar yaratılmaya çalışılıyor. Şehirde eşek eti ya da at eti satıldığı gibi abartılı ve asılsız iddialar ortaya atılıyor. Halbuki bu şehirde bu tür hayvanlar yetişmemekte bile. Görüntülerle oluşturulmaya çalışan bu yanlış algıyı düzeltmek için halkımızın daha bilinçli olması gerekiyor. Gaziantep’in temizliği ve kaliteye bağlılığı, yerel yönetimler ve odalar tarafından sık sık denetlenmektedir. Gelen şikayetler hızla çözülmekte ve gerekli aksiyonlar alınmaktadır. Gastronomi değerlerimizin korunması için faaliyetlerimize devam edeceğiz. Kalitemizi tanıtacak kampanyalar düzenlememiz gerektiğini düşünüyorum. Gaziantep sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gastronomi başkentlerinden biri olmaya devam edecek” dedi.
YENİDEN ADAYIM
Oda seçimlerinde tekrar aday olduğunu açıklayan Özcan, “Önümüzdeki oda seçimlerinde tekrar adayım; Allah’ın izniyle çalışmalarımızı sürdürerek esnafımıza verdiğimiz sözleri yerine getireceğim.
Bunu, kontrolümüz dışında olan sebeplerle hayata geçiremedik. Eğer öyle olmasaydı, şu anda o işi çoktan bitirmiş olurduk. Kooperatif, yapım aşamasındaki kooperatif nasıl ilerliyorsa ve biz nasıl çalışıyorsak, bu döneme yetişecekti. Ancak işler böyle olmadığından süreç biraz uzadı. Yine de önümüzdeki dönemde bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bir şekilde halledeceğiz. Yani yeni bir kaynak bulacağız, farklı bir yol deneyeceğiz ya da mahkemenin sonuçlarını bekleyeceğiz. Mahkemeden gelen parayla bu işi nihayet tamamlayacağımızı düşünüyorum. Gaziantep’in hizmete ihtiyacı var. Gazi esnafımızın hizmete ihtiyacı var. Bizim ise esnafa olan borçlarımızı ödememiz, onlara en iyi şekilde hizmet sunmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Oda seçimlerinin Ocak ayında başlayıp, Mayıs ayında ise Odalar Birliği seçimlerinin yapıldığını anımsatan Özcan, “Önce kendi odalarımızla çalışmaları başlatacağız. Sonrasında ise Odalar Birliğinde adım adım ilerleyerek sürecin tamamlanmasını sağlayacağız inşallah. Şu an için acele etmemize gerek yok diye düşünüyorum. Bu konuda hâlâ yeterli zamanımız var” dedi.
İlginizi Çekebilir